Toplumsal Düşünce Derneği Genel Başkanı Av Fethi BOLAYIR |
TEK ÇIKIŞ YOLU
Atatürk’te
birleşmek; Türk Milleti’nin efsaneleşmiş Milli Mücadelesi ile kazanılan kutsal
zaferin sonunda kurulan, üniter yapıya dayanan, misak-ı milli ile sınırları
çizilen laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelen ve yöneltilecek
tehlikelere karşı insanlarımızın güç birliği, fikir birliği, ilke birliği,
ideal birliği içine girerek elele, omuz omuza vermeleridir. Karanlığa karşı,
aydınlığa yürümeleridir, buluşmalarıdır.
Atatürk’te
birleşmek; “Ne mutlu Türk’üm diyene!...” sözünü ırkçılık boyutunda düşünmeyip,
devletimizi kuran her kimlikteki insanlarımızı “Türk vatandaşı” kabul edenlerin
birlikte hareket etmeleridir. “kederde, kıvançta, tasada” bir ve beraber
olmalarıdır.
Atatürk’te
birleşmek; ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ne hıyanet edenlere karşı bir araya gelmektir. “Alevi-Sünni, Kürt-Türk,
Laz-Çerkez, sağcı-solcu, ilerici-gerici” ayrıştırmasını elinin tersiyle iterek
bir birliktelik meydana getirmektir.
Atatürk’te
birleşmek; yargının bağımsızlığına, egemenlerin (üstünlerin) hukukunu değil,
hukukun egemenliğine ve evrenselliğine, adalet terazisinin bozulmamasına, hukuk
devleti ilkelerine, kuvvetler ayrılığı (Yasam-Yürütme-Yargı) prensibine
inanmaktır.
Av Fethi BOLAYIR |
Atatürk’te
birleşmek; “Türk Milleti ortak kimliktir. İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir
kitleyiz.” söylemlerinin içeriğinde “ben, sen, o, biz, siz, onlar” yoktur, hep
birlikte Türk Milleti’ni oluşturan unsurlar olduğunu beyninin ve gönlünün her
noktasına kadar yerleştiren etkin bir gücü ortaya çıkarmaktır.
Atatürk’te
birleşmek; asrın en büyük lideri olan Atatürk’e, demokrasimizin vazgeçilmezi
olan lâikliğe, ırk-dil-din-mezhep-renk-bölge farklılığı gözetmeksizin, vatanın
ve milletin yücelmesinin lokomotifi olan Atatürk milliyetçiliğine
(ulusalcılığına) karşı duranlara karşı hukuk kuralları içerisinde bir araya
gelerek dik durmaktır.
Atatürk’te
birleşmek; bugün ülkemizin her köşesinde ezan sesleri yükseliyorsa, Osmanlı
döneminde adeta azınlık durumunda (yani sayısı az) olan Müslüman ve Türk
nüfusunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan bugüne kadar olan zaman
dilimi içerisinde yüzde doksan dokuza ulaşmışsa ve bu başarının Atatürk
aydınlığının eseri olduğuna inananların bir araya gelerek ülke yönetiminde söz
sahibi olacak siyasal bir güç oluşturmaktır.
Hangi mevki
ve makamda olunursa olunsun; çalmadan, çaldırmadan, yan gelip yatmadan, “Aman
bana ne!...” demeden bu yüce millete aydınlık bir gelecek hazırlamak,
sorumluluk mevkiinde olan her kimse için şereftir, haysiyettir, onurdur,
gururdur, namus borcudur. Bu anlayış içinde olanların Atatürk’te birleşmeleri
gerekli hale gelmiştir. Ülkemizin üzerine çöken karanlığı ancak bu şekilde
kovarız.
Eğitimci
– Yazar
Av. FETHİ BOLAYIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder