16 Şubat 2011 Çarşamba

ÇIKAR O CÜBBEYİ

AKP’nin ağzıyla yüksek yargıyı suçlayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim
Kılıç’a, Danıştay ve Yargıtay başkanlarından çok sert ve imalı tepkiler geldi!..
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın AKP iktidarıyla yakınlığı ve samimiyeti, objektiflere sık sık yansıyor.
Hukukçu değil iktisatçı
Anayasa Mahkemesi’nin hukukçu olmayan Başkanı Haşim Kılıç, yüksek yargıyı “Yıllarca uyudular” diye eleştirince hem hukuk çevrelerinin hem de yüksek yargının tepkisini çekti.
Herkes kendi işini yapsın
DanIŞtay Başkanı Mustafa Birden’in tepkisi nazik ve keskindi: Şık da değil doğru da değil. Herkes kendi görevini yaparsa, yeterli bilgisi olmadan müdahale etmezse sorun olmaz!
Mahalle kahvesi sözleri!
YargItay Başkanı Hasan Gerçeker ise sert çıktı: Polemiğe girmek istemem ama bu, mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz. İş yükümüz ortada, elini vicdanına koysun!
Elini vicdanına koysun
‘Yüksek Yargı uyuyor’ diyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’a Danıştay ve Yargıtay başkanlarından sert tepki geldi. Birden, “Herkes kendi görevini yapsın”, Gerçeker, “Kılıç elini vicdanına koysun” dedi
Haber : Bilun ÇELİK
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, ’yüksek yargı’nın bugün içinde bulunduğu durumda yıllardır yargıdaki birikimi gidermek için çaba harcamamış olmasının payı olduğunu söyledi. Radikal gazetesine konuşan Kılıç, Yargıtay ve Danıştay başkanlarının bugüne dek üyeleriyle yargıdaki birikmeyi nasıl çözebileceklerine dair bir toplantı yapmadıklarını öne sürerek, “Üzülerek söyleyeyim, yüksek yargı bugüne dek uyumaktan başka bir şey yapmadı” dedi.
Yeterli bilgisi yokKılıç’ın sözlerine Danıştay ve Yargıtay başkanlarından sert tepki geldi. Kılıç’ın sözlerini değerlendiren Danıştay Başkanı Mustafa Birden, şunları kaydetti: “Özellikle kamuoyunda yanlış empoze edilen bir husus var. Anayasamızın 146. maddesi yüksek mahkemeleri düzenlemiş, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay da bu maddelerde sayılmıştır. Bu mahkemeler kendi görev alanları içerisinde yüksek yargı teşkilatları olup birbirlerine eşit seviyedeki kurumlardır.” Birden, “Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın söylediği ’yıllardır uyudular’ sözünün yargısal nezakete uyup uymadığının takdirini sizlere bırakıyorum” diyerek şöyle devam etti: “Bugüne kadar hiçbir yüksek mahkemenin çalışmalarıyla ilgili bir konuşma yapmadım. Böyle bir konuşma doğru da olmaz, şık da olmaz. Herkes kendi görevini yaparsa başkalarının görev alanlarına bu konuda yeterli bilgisi olmadan müdahale etmezse sorun olmaz. Kaldı ki iş yüküyle ilgili de her türlü önerilerimizi daha önce de yaptık.”
Mahalle kahvesi sözleri
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ise Kılıç’ın sözlerine ilişkin, “Böyle bir tabir kullanmak gerçekten bir Anayasa Mahkemesi başkanına yakışmıyor. Uyuyorlar ne demek, bu sokaktaki mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz” dedi. “İş yükümüzü biliyorlar, elini vicdanına koysun” diyen Gerçeker, “Hiçbir şekilde yüksek mahkeme başkanlarının böyle bir polemik içinde olmasını istemem, hoş bir şey değil çok çirkin bir durum” şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın sözleriyle ilgili  açıklama yapan Danıştay Başkanı Mustafa Birden, “Sözlerinin yargısal nezakete uyup uymadığını herkesin takdirine bırakıyorum” dedi. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ise, “Uyuyorlar ne demek. Bu sokaktaki mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz” diye konuştu.
Kılıç’ın sözleri siyasetçi gibi
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi ve eski Savcı Nurullah Aydın, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Yargıtay ve Danıştay ile ilgili yaptığı eleştirileri değerlendirdi. Kılıç’ın açıklamalarının şaşırtıcı olmadığını belirten Aydın, “Kendisi dünyada hukukçu olmadığı halde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yapan tek kişidir. Hakimin tarafsız, yansız, mevcut anayasa ve yasalar ve evrensel hukuk değerlerine göre vicdani kanaati ile ve siyasi tercihini ortaya koymaksızın hareket etmesi esastır” dedi.
Siyasi iktidarın keyfiliği
Hukuk devletinin siyasi iktidarın keyfiliğini önlemek ve yargısal denetimi sağlamak, yetki gücünün kötüye kullanılmasını önlemek için büyük mücadelelerle varılan bir devlet yapısı olduğunu da anlatan Aydın, şöyle konuştu: “Yüksek yargı mensuplarının siyasi amaçlı yorum ve analizi çağdaş devletlerde olmayan, görülmeyen ve kabul edilemeyen bir yaklaşım tarzıdır. Türkiye’nin temel sorunu, uzman olmayan siyasi tercihlerle belirli makamlara gelen yetkili kılınan kişilerin kafa karıştırıcı, güveni zedeleyici, bulunduğu kurumu sarsıcı ayrıştırıcı yaklaşım tarzlarıdır.” Türkiye’de yargısal faaliyette itidalli olması gereken en önemli kurumun yargı kurumu olması gerektiğini dikkat çeken Nurullah Aydın, “Yüksek yargı başkanlarının günlük siyasi olaylarla yargıda çatışma, ayrışma görüntüsü vermeleri büyük bir talihsizliktir” dedi.
Tarih not eder
Avukat Dursun Yassıkaya da, hukuk mantığının iktisat mantığı ile çözülemeyeceğini söyledi. “Sistemin içerisinden gelmeyip mevcut dosya sayısı içerisindeki hukuk usulü ve ceza usulü dairesinde hareket etme kabiliyeti olmayanlar mevcut sistemdeki aksaklıkları oturdukları yerden çözmek amacıyla girişimde bulunduklarında Türkiye’de kurumlar arasındaki çatışma kaçınılmazdır” diyen Yassıkaya şöyle konuştu: “Çözüm üretmek yerine konuşmayı tercih etmek hukukun siyasallaşmasına giden en önemli etkendir. Siyasetçi üslubu ile konuşan yargıçların hukuk adına değil makam adına konuştuklarını tarih not eder.”
Gelinen noktayı ibretle izliyoruz Toplumsal Düşünce Derneği Genel Başkanı Avukat Fethi Bolayır, “Türkiye’de hukuk devletinin geldiği noktayı ibretle izliyoruz” dedi. Bolayır şöyle konuştu: “Acaba Türkiye’de Sayın Anayasa Mahkemesi başkanı da dahil olmak üzere aydın geçinenler, hepimiz dahil olmak üzere Türkiye’de hukuk devletinin nasıl işlediğini, nasıl gittiğini vicdanımıza danışmamız lazım.  Acaba hukukun üstünlüğü mü hakim sürüyor, üstünlerin hukuku mu hakim sürüyor? Anayasa Mahkemesi başkanı veya üyelerinin kim olursa olsun diğer yargı organlarını bu şekilde hırpalaması hukuk misyonuyla bağdaşmaz. Anayasa görüşüyle de bağdaşmaz.”