16 Aralık 2010 Perşembe

UBH meselesi ve TDD

 *Eruygur ve Günday*, Ulusal Platform'da yalnız kaldı..
Bir Ölü Doğum Hikayesi   
'Çankaya Köşkü'nün Cumhuriyet'in değerlerini içine sindirememiş bir kişi tarafından işgalini önlemek' temel hedefiyle yola çıkan Ulusal Birlik Hareketi'ndeki (UBH) çözülme sürüyor.
Kamu-Sen, Türkiye Ziraatçiler Derneği ve Demokrat Girişimci Kadınlar Derneği'nden sonra Toplumsal Düşünce Derneği de Platform'dan çekildi. Kıbrıs Türk Derneği ile Ankara Kulübü listeye habersiz alındıklarını açıkladı. Sayıları 40 olduğu belirtilen derneklerin bir kısmına ise ulaşılamıyor. Bu gelişmelerin ardından Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Türkiye Esnaf ve Sanayicileri (TESK) Başkanı Derviş Günday platformda yanlız kaldı.
Hafta başında ilan edilen platformdan ayrıldıklarını ilk kez Zaman'a açıklayan Türkiye Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız dün bu kararını basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. ADD Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur'un tanıtım toplantısında okuduğu metne dikkat çeken Akyıldız, "Toplantı sonrasında yapılan açıklama, hareketin daha o gün bittiğini göstermektedir. Çünkü bizim kabul edebileceğimiz açıklama değildir. Ulusal Birlik Hareketi ölü doğmuştur. Türkiye Kamu-Sen açısından böyle bir platform yoktur." dedi.
Toplumsal Düşünce Derneği Başkanı Av. Fethi Bolayır,
Platformun kuruluşu sırasında herkesin kabul ettiği ortak bir metnin hazırlandığını; ancak basın toplantısı yapıldığı gün başka bir metin okunduğunu kaydetti. Metindeki cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili ifadelerin 'kabul edilemez' olduğunu söyleyen Bolayır, demokrasi dışında hiçbir yöntemi kabul etmediklerini vurguladı. Kimsenin güdümünde hareket etmediklerini belirten Bolayır, "Cumhurbaşkanlığı makamına 'işgal' diyen bir platformda olmayız. Neyin işgali bu? Bunu kabul etmiyoruz. Oluşumun 28 Şubat ile ilişkilendirilmesine de çok üzüldük." diye konuştu. Platformun doğruları ortaya koymak için kurulduğuna işaret eden Bolayır, şöyle devam etti: "Ülkedeki doğruları ve yanlışları ortaya koymak için bir araya geldik. Zaten herkesin kabul edeceği ortak bir metin oluşturduk. Ancak platformun ilan edildiği gün okunan metni kabul etmiyoruz. Biz 1980 öncesine dönmek istemiyoruz. Fikir özgürlüğü konusunda herkes birbirini eleştirebilir."
'İsmim nasıl girmiş bilmiyorum'
UBH'nin listesinde ismi bulunan Ankara Kulübü Başkanı Bülent Kalıpçı ise listeye nasıl girdiğini bilmediğini aktardı. Toplantıya katılmadığını ve okunan metinden habersiz olduğunu ifade eden Kalıpçı, "28 Şubat'ı andıran antidemokratik hiçbir oluşum içinde asla olmayız. Her şeyin demokrasi içinde gerçekleşmesi gerekir. Bizim adımızın o listeye, o harekete nasıl karıştırıldığını da bilmiyorum." ifadelerini kullandı. "Cumhurbaşkanlığı makamının işgali" nitelendirmesine sert tepki gösteren Bülent Kalıpçı, seçimin demokratik şekilde yapılacağını belirterek Meclis'in kararına herkesin saygı duymasını istedi. Yönetimi toplayarak durum değerlendirmesi yapacaklarını söyleyen Kalıpçı, bir açıklama ile oluşum içinde yer almadıklarını deklare edeceklerini anlattı.
Kıbrıs Türk Derneği Başkanı Ahmet Göksel, platformun cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Meclis'e baskı yapma kararına tepki gösterdi. Göksel, şunları kaydetti: "Bizim yasadışı hiçbir hareketle işimiz yok. Cumhurbaşkanlığı için eylem yapmak gibi bir düşüncemiz olamaz. Türkiye'yi zora sokacak hiçbir hareket içinde olamayız. Cumhurbaşkanının kim olduğu benim için hiç önemli değil. Tayyip Bey de olabilir, başka biri de. Daha önce bir toplantı yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili karar alındı. Ben itiraz ettim ve toplantıyı terk ettim. Ondan sonra neden ismimi koydular? İsimlerimizin kullanılması hoş bir şey değil."
Bazı derneklerin kaydı bile yok
Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde kurulduğu iddia edilen Ulusal Birlik Hareketi ile ilgili ilginç gelişmeler yaşanıyor. Listede adı geçen sivil örgütlerin bir kısmının 'tabela dernek' olduğu ortaya çıktı. UBH'nin açıkladığı bazı derneklerin telefon kayıtları bulunmazken, bazılarına kayıtlı numaraların da ev ve işyerine ait olduğu belirlendi. Platformda yer alan AKKAV Vakfı Başkanı İsmet Erdoğan'ın ise Türk ordusuna hakaretten yargılandığı iddia ediliyor. UBH bünyesinde yer aldığı belirtilen derneklerin komşu ülkelerde yaşayan soydaşlarla ilgili olması da dikkat çekiyor. Söz konusu dernekler şunlar: "Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Batı Trakya Türk Birliği Derneği, Kırım Geliştirme Vakfı, Bulgaristan Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Almanya Lübeck 19 Mayıs Gençlik ve Kültür Merkezi, Özdemir Spor Derneği, Yüksek İdeal Yolcuları Platformu, Tekniker Eğitim Kültür Sağlık Vakfı."
'Dağılmamız basının başarısı'
Ulusal Birlik Hareketi (UBH), kurulmadan dağılmasının sorumluluğunu basın ve birlikten ayrılan sivil toplum örgütlerine yükledi. Hareketin içinde yer alan AKVİL Vakfı ve Atatürk Çizgisi Platformu Başkanı Mehmet Genç dün bir açıklama yaparak, "Ayrılma kararlarını, Zaman, Yeni Şafak ve Vakit gazetelerinin başarısı olarak kabul ediyoruz." ifadelerini kullandı. Platformun çökmediğini savunan Genç, Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız'a, "Basın açıklamalarını anlayamadık." diye tepki gösterdi.
Bazı derneklerin kaydı bile yok
Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde kurulduğu iddia edilen Ulusal Birlik Hareketi ile ilgili ilginç gelişmeler yaşanıyor. Listede adı geçen sivil örgütlerin bir kısmının 'tabela dernek' olduğu ortaya çıktı. UBH'nin açıkladığı bazı derneklerin telefon kayıtları bulunmazken, bazılarına kayıtlı numaraların da ev ve işyerine ait olduğu belirlendi. Platformda yer alan AKKAV Vakfı Başkanı İsmet Erdoğan'ın ise Türk ordusuna hakaretten yargılandığı iddia ediliyor. UBH bünyesinde yer aldığı belirtilen derneklerin komşu ülkelerde yaşayan soydaşlarla ilgili olması da dikkat çekiyor. Söz konusu dernekler şunlar: "Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Batı Trakya Türk Birliği Derneği, Kırım Geliştirme Vakfı, Bulgaristan Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Almanya Lübeck 19 Mayıs Gençlik ve Kültür Merkezi, Özdemir Spor Derneği, Yüksek İdeal Yolcuları Platformu, Tekniker Eğitim Kültür Sağlık Vakfı."
'İsmim nasıl girmiş bilmiyorum'
UBH'nin listesinde ismi bulunan Ankara Kulübü Başkanı Bülent Kalıpçı ise listeye nasıl girdiğini bilmediğini aktardı. Toplantıya katılmadığını ve okunan metinden habersiz olduğunu ifade eden Kalıpçı, "28 Şubat'ı andıran antidemokratik hiçbir oluşum içinde asla olmayız. Her şeyin demokrasi içinde gerçekleşmesi gerekir. Bizim adımızın o listeye, o harekete nasıl karıştırıldığını da bilmiyorum." ifadelerini kullandı. "Cumhurbaşkanlığı makamının işgali" nitelendirmesine sert tepki gösteren Bülent Kalıpçı, seçimin demokratik şekilde yapılacağını belirterek Meclis'in kararına herkesin saygı duymasını istedi. Yönetimi toplayarak durum değerlendirmesi yapacaklarını söyleyen Kalıpçı, bir açıklama ile oluşum içinde yer almadıklarını deklare edeceklerini anlattı.
Kıbrıs Türk Derneği Başkanı Ahmet Göksel, platformun cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Meclis'e baskı yapma kararına tepki gösterdi. Göksel, şunları kaydetti: "Bizim yasadışı hiçbir hareketle işimiz yok. Cumhurbaşkanlığı için eylem yapmak gibi bir düşüncemiz olamaz. Türkiye'yi zora sokacak hiçbir hareket içinde olamayız. Cumhurbaşkanının kim olduğu benim için hiç önemli değil. Tayyip Bey de olabilir, başka biri de. Daha önce bir toplantı yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili karar alındı. Ben itiraz ettim ve toplantıyı terk ettim. Ondan sonra neden ismimi koydular? İsimlerimizin kullanılması hoş bir şey değil."
Toplumsal Düşünce Derneği Başkanı Av. Fethi Bolayır;
Platformun kuruluşu sırasında herkesin kabul ettiği ortak bir metnin hazırlandığını; ancak basın toplantısı yapıldığı gün başka bir metin okunduğunu kaydetti. Metindeki cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili ifadelerin 'kabul edilemez' olduğunu söyleyen Bolayır, demokrasi dışında hiçbir yöntemi kabul etmediklerini vurguladı. Kimsenin güdümünde hareket etmediklerini belirten Bolayır, "Cumhurbaşkanlığı makamına 'işgal' diyen bir platformda olmayız. Neyin işgali bu? Bunu kabul etmiyoruz. Oluşumun 28 Şubat ile ilişkilendirilmesine de çok üzüldük." diye konuştu. Platformun doğruları ortaya koymak için kurulduğuna işaret eden Bolayır, şöyle devam etti: "Ülkedeki doğruları ve yanlışları ortaya koymak için bir araya geldik. Zaten herkesin kabul edeceği ortak bir metin oluşturduk. Ancak platformun ilan edildiği gün okunan metni kabul etmiyoruz. Biz 1980 öncesine dönmek istemiyoruz. Fikir özgürlüğü konusunda herkes birbirini eleştirebilir." 16 Aralık 2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder